|
|
|
Yerel Tarih 2010
St by NİŞANCIK
|
|
 |
Asrın Felaketi'nin bir hafta öncesi günlerden biri olsa gerek.
Hürriyet Gazetesi'nde Ertuğrul Özkök'ün yazdığı yazıyı okuyup okumadığımı
soran telefonu ile bir Salı akşamı aramıştı, Vagon Fabrikası'nda çalışan Nihat Satar.
Diyordu ki; "Devletçiliğe itiraz mektubu" başlıklı yazıyı mutlaka okuman gerek".
Gazeteyi buldurdum ve eve getirttim. O günlerde Kaynarca'da çalışıyorum.
Yazıyı bulup, Ertuğrul Özkök tarafından kaleme alınan yazıyı okumaya başlıyorum. Yazı "Biraz gerilere, yakın tarihin artık unutulmaya başlayan dönemlerine dönelim. Yıl 1961... O günlerin gözde aydınlarından Doğan Avcıoğlu, yine o dönemlerde yıldızı yeni-yeni parlamaya başlayan Bülent Ecevit'i arıyor. Konu, Türk siyasi tarihine ‘‘Yön Bildirisi'' olarak geçen metinle ilgili. Ülkenin önde gelen sol aydınları, Yön Dergisi etrafında bir bildiri ile kamuoyunun dikkatini çekmeye hazırlanmaktadırlar. Dergiyi çıkaran üç kişidir. Doğan Avcıoğlu, Mümtaz Soysal ve Cemal Reşit Eyüboğlu. Hareketin öncüsü, dergiyi çıkaracak olan Doğan Avcıoğlu'dur. Derginin ilk sayısı 20 Aralık 1961 günü yayınlanır. Orta sayfada ünlü bildiri yer almaktadır. Bildiriyi, bugün de tanınan 7 bine yakın insan imzalamıştır. Bunlar arasında İlhan Selçuk gibi tanınmış gazeteciler, Bahri Savcı ve Muammer Aksoy gibi şimdi aramızdan ayrılmış çok değerli hocalar vardır. Avcıoğlu işte bu bildiriyi imzalaması için Ecevit'i aramaktadır. Ecevit o sırada Çalışma Bakanı'dır ve bildiriciler onun da imzasını istemektedirler. Ecevit, bildiri taslağının gönderilmesini ister. Metni dikkatle okur ve Avcıoğlu'nu arayarak cevabını bildirir. ‘‘Benim bu metne itirazım var.'' Ecevit'in temel itiraz noktası, ‘‘devletçilik'' anlayışıyla ilgilidir."
Yazının devamı bu çerçevede devam ediyordu ve yazıyı tamamı ile okumuştum. O anda aklıma bir soru geldi. "Yön Bildirisi'ne imza atan Adapazarlı var mı idi". Nihat'ı aradım birinin olduğunu ama adını hatırlamakta o an için zorlandığını belirtti. "Hatırlarsan beni ara" demiştim. Aradı ama hatırlamadığını söylemek için. Bu konuda araştırmalarım durmadı, sürekli araştırdım ve buldum. Bildiri ilk hazırlandığında 164 kişi tarafından; devamında 531 kişi tarafından ve tamamında da yedi bin kişi tarafından imzalanmış.
"Türk halkının, çok çetin iktisadi, siyasi ve sosyal meseleler ortasın¬da, kendisini bütün özlemlerine kavuşturacak bir yön aramakta olduğu bu günlerde, toplum hayatının çeşitli kesimlerinde görev almış olan bizler, altına imzalarımızı attığımız bu bildiri ile ortak inançlarımızı açıklamayı doğru bulduk. Böyle bir bildirinin meselelerimizi çözmekle faydalı olabilecek olumlu tartışmalara yol açacağını düşünüyoruz. 1- Atatürk devrimleriyle amaç edinilen çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmanın, eğitim davasını sonuçlandırmanın, Türk demokrasisini yaşatmanın, sosyal adaleti gerçekleştirmenin ve demokrasi rejimini sağlam temeller üzerine oturtmanın, ancak, iktisadi alanda hızla kalkınmakta, yani milli istihsal seviyesini hızla yükseltmekte göstereceğimiz başarıya bağlı olduğuna inanıyoruz.
A- Atatürk devrimlerinin amacı olan Batılılaşmak, en geniş anlamıyla, Batının istihsal seviyesine yaklaştığımız ölçüde gerçekleşebilir. Türkiye' deki istihsal seviyesi yükseldikçe, memleketin sosyal yapısı değişecek, şehir-köy ikiliği ortadan kalkacak, imkânlar genişleyecek ve Batı uygarlığının temeli olan akılcı düşünce kütlelere yayılacaktır. B- Ne kadar çok gayret sarf edilirse edilsin, düşük bir istihsal seviyesiyle, kütlelerin kültür seviyesinde esaslı bir yükselme sağlamak hayaldir. İşsizlik, açlık, çıplaklık, soğuk ve sefalet, kütlelerin eğitime yönelmesini engelleyecek, yaşama içgüdüsü, öğrenme merakından daha ağır basacaktır. C- Demokrasi, her şeyden önce, insan haysiyetine dayanan ve insanı üstün değer sayan bir rejimdir. Açlığa, işsizliğe, evsizliğe çare bulamayan bir rejimin, ne kadar üzerinde titrersek titreyelim, demokrasi olmaktan çıkması ve bir gün çökmesi tabiidir. Türk demokrasisinin yaşatılması, açlığı, işsizliği ve evsizliği O kaldıracak yüksek bir istihsal seviyesine götüren yolları bulmakla mümkün olabilir". İlk cümleleri ve maddesi ile başlayan ve devamında birkaç fıkraya ayrılarak sıralanan üç ana madde ile sonuca giden "Yön Bildirisi"nde bugün yakından tanıdığımız pek çok ismin imzası vardı. Gazeteci Mete Akyol, Kahraman Bapçum, Doğan Avcıoğlu, Ömer Sami Çoşar, Beyhan Cenkçi, Sermet Çağan; Yazar Melih Cevdet Anday, Ceyhun Atuf Kansu, Özdemir Asaf, Orhan Asena. O dönem Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde asistan Deniz Baykal, Korkut Boratav, Erdoğan Teziç, Avukat Turan Güneş, Elektrik İşleri'nde Mühendis Sefa Giray ve yüzlerce tanınmış isim. İçlerinde bir Adapazarlı'nın da adı vardı Adı Coşkun Beslen. Coşkun Beslen; İktisat Fakültesi Mezunu ve Adapazarı Şeker Fabrikası'nda memur olarak görev yapmakta o günlerde. Kendisi hakkında bugüne kadar bir bilgi edinme imkânım olmadı. Kendisi hakkında bildiğim bu. Ne nerede oturduğunu, ne kimin nesi olduğunu, kimlerin arkadaşı ve yakın dostu olduğunu uzun uğraşlarıma rağmen bulamadım.
Geçtiğimiz 20 Aralık günü "Yön Bildirisi"nin 48.Yılı geldi, geçti.
Bu yazıyı okuyanlardan isteğim eğer tanıyorlarsa Coşkun Beslen ile sağ ise beni görüştürmeleri; hayır merhum ise yakınları ile görüştürmelerini sağlamalarını rica ediyorum. |
|
 |
|
|
|
Kültür Sanat haberleri
Tiyato haberleri
Yerel Tarih Haberleri
Sinema haberleri
Yerel Yönetim haberleri
|
|
|
 |
|
|
|
|