|
|
|
Yerel Tarih 2010
St by NİŞANCIK
|
|
 |
Uzunçarşı'da "Asım Hamdi Arca Eczanesi"ni bilmeyen yoktur.
Güleç yüzlü, pipo sever eczacısını da tanımayanınız olmaz. Reçete sahipleri ile bilakis kendisi ilgilenir, yorulmasınlar diye eczanesinde koltuk, beklerken okunması için günlük gazete bulundurur. "En iyi pipom Cevat Adapazarılının hediyesi pipo" der, gördüğü her defasında. Eski Adapazarı'nı anlatır, eskiliğinden hatıralarını, doktorlarını, eczacılarını ve Uzunçarşı esnaflarını anlatır, bildiklerini paylaşır. "Cumhuriyet'ten beş yaş küçüktür ama tam bir Cumhuriyet Beyefendisidir". Esprisine, muhabbetine ve gülüşünün tatlılığına ve giyimine doyum olmaz. O, Adapazarı'nın "en önemli yaşayan kilometre taşıdır". Onun Adapazarı'nda yalan, uydurma ve görgüsüzlük yoktur. O, Eczacı Mehmet Toplar.
"İlk açılan eczane Reşat Kürem Eczanesiydi. Uzun yıllar beraber çalıştık. Eski yıllardaki eczacıların çok büyük bir saygınlığı vardı. Burası önce kasabaydı, sonra vilayet oldu. Burada Salı günleri pazar kurulurdu. Salı günleri Hendek, Akyazı gibi kasabalardan, çevreden buraya hastalar gelirdi. O zamanlar pratisyen doktorlar daha çoktu. Sonradan yavaş-yavaş uzman hekimler de gelmeye başladı. O zamanlar bütün ilaçlar yapma ilaçtı. Yapımı uzun sürerdi" di-yerek "çatara-patara" başladı röportajına. Ardından da kendini tanıtmaya başladı. "Adapazarı 1928 doğumluyum. İlk ve orta tahsilimi Adapazarı'nda bitirdim. Liseyi Bursa'da okudum. Bursa Lisesi'nden 1946-47'de mezun oldum. Ondan sonra İstanbul Üniversitesi Eczacılık Okulu'na girdim. 1952'de mezun oldum. Askerlikten sonra 1955'te de eczanemi devraldım. O dönemden beri Adapazarı'nda aynı yerde eczacılık yapmaktayım. 1955'ten günümüze 52 yıl geçti. Adapazarı'nda oturuyorum. Evliyim, bir kızım var. Adapazarı 1954 yılında ilçeden vilayete dönüşen bir idari yapılanma yaşadı. O yıllarda eğitim ve sağlıkta Adapazarı'nın durumu çoğu Anadolu kasabası ve hatta şehrinden iyi idi. 1955'te Adapazarı'nda beş tane eczane vardı. Bu eczane kayınpederimindi, burayı devraldım. Eczanemin ismini değiştirme-dim. Asım Hamdi Arca Eczanesi olarak kaldı. Asım Hamdi Arca Eczanesi, Adapazarı'nın ikinci Türk eczanesiydi. İstiklal Harbi'ne kadar Yahudi, Rum, Ermeni eczaneleri varmış. Uzunçarşı'da her doktorun muayenehanesinin altında bir eczane bulunurmuş. İlk açılan eczane Reşat Kürem Eczanesiydi. Uzun yıllar beraber çalıştık. Eski yıllardaki eczacıların çok büyük bir saygınlığı vardı. Burası önce kasabaydı, sonra vilayet oldu. Burada Salı günleri pazar kurulurdu. Salı günleri Hendek, Akyazı gibi kasabalardan, çevreden buraya hastalar gelirdi. O zamanlar pratisyen doktorlar daha çoktu. Sonradan yavaş-yavaş uzman hekimler de gelmeye başladı. O zamanlar bütün ilaçlar yapma ilaçtı. Yapımı uzun sürerdi.
Her doktorun kendine göre formülü vardı. O formülleri daha önceden hazırlardık, çünkü vakit yoktu. Hasta geldiğinde fazla bekletmezdik. Sonra eczane adedi arttı." Eczacılık mesleğinin kendisine dostluğu, arkadaşlığı, insanlarla ilişkileri öğrettiğini o yüzden ölene dek bu mesleği icra edeceğini, çevresinin varlığının Onu sonsuz mutlu etiğini belirterek; devam ediyor anlatmasına. "Tıbbiyeye gidecektim. Tıpta kadavralar üzerine uğraşma falan olduğu için, eczacılığı tercih ettim. O zamanlar devlet, okuyanlara çok büyük imkânlar veriyordu. Eczacı, doktor ve diş tabipleri için talebe yurtları vardı. Hali vakti müsait olmayanlar oraya gider, dereceye göre girerlerdi. Mezun olana kadar o yurtlarda kalırlardı. Tıp talebe yurtları çok iyi imkânlara sahipti. Orada çok güzel insanlar yetişti. 4 sene okunuyorsa, üç sene mecburi hizmet icra edilirdi. Bakanlığın gönderdiği bir yerde o meslek icra edilirdi. Devlet, pek çok hali vakti yerinde olmayan insana o imkânları sağladı. Sonradan nüfus arttı, şehirler değişti. Biz Atatürk dönemini yaşadık. Atatürk dönemi, Türkiye'nin en güzel, en saygın
dönemiydi. 1950'ye kadar bu dönem devam etti. Biz o dönemi yaşadık.
II. Dünya Harbi'nde öğrenciydik. Ekmek karneyle verilirdi. Şehirde elektrik yoktu. Burada Ermeniler çoktu. Kurtuluş Harbi'nden sonra Ermeniler burayı terk ettiler, gittiler. O Ermeni evleri azınlık evleri, Rumeli'den gelen muhacirlere tahsis edildi. Ben de öyle bir evde doğdum. Hatta benim oturduğum ev, bir eczacının eviymiş.
İki defa Paris'ten o Ermeni ailesi evlerini ziyarete geldi. Ben bulunamadım ama annem onları karşılamış. Evlerini gezmişler, çok iyi intibalarla ayrılmışlar. O zaman elektrik yoktu. Elektrik gelmesi, evlere verilmesi büyük bir olay oldu. Radyo ilk defa geldi. Şöyle küçük bir radyo. Bunun hikâyesi uzundur. Bir radyonun
gelmesi en büyük mutluluktu. Radyo eve geldiğinde evdekiler duysun diye camları açmıştım. O yıllarda iki üç gün beklemeden ilaç gelmezdi. İstanbul'a gidip depoları gezersin, ilaç ayırırsın. İlaç yokluğu vardı. Haftada bir-iki defa İstanbul'a giderdim. Stoklu çalışırdık. Yukarısı depoydu. İlacı fazla bulundurmak gerekiyordu. Her an ilaç bulunmazdı. 5-6 depo vardı. Kaliteli, güzel depolardı. Onlarla iyi ilişkilerimiz vardı. Eczanede telefon vardı ama telefonla sipariş vermek meseleydi. Çevirmeli telefon santrali ile bağlantı kurulurdu." Sonra sözü kayınpederi Ecz. Asım Hamdi Arca'ya getiriyor ve sonrasında da onun döneminin eczacılığını anlatıyor biz sormadan. Bak bu bilgilerde lazım, şimdiki nesil eczacılara diyerekten. "Kayınpederim Selanik'te veteriner fakültesini bitirmiş. Oradan Türkiye'ye gelmiş, eczacılık fakültesini bitirmiş, eczacı olmuş. Hem veteriner, hem eczacıydı. Çok saygın bir insandı. Adapazarı'na Ankara'dan gelmişler, burada evlenmiş. O zaman açtığı eczane, buradaki ikinci eczaneymiş. Halen onun açtığı eczane devam
ediyor. Dolaplar o zamandan kalma, kavanozlar da öyle. O zamanlar prodüvi çoktu. Günlerimiz güzel geçti… Eskiden doğrudan doktora gidilmezdi, eczacıya gidilirdi. İnsanlar eczacıdan fikir alırdı, ilaç alırdı. Eczacı onun sağlık danışmanıdır ve ona faydalı olmaya çalışır. Artık tedavi şekilleri değişti. Layüsel bir tedavi değil, araştırmacı tedavi uygulanıyor. Her bölgede tıp fakültesi, araştırma hastaneleri açılıyor. Hastaneler çok, imkânlar çok. Teknoloji değişti. Uzun araştırmalarla hastaya faydalı olmaya çalışılıyor."
Fazla söze ne gerek.
|
|
 |
|
|
|
Kültür Sanat haberleri
Tiyato haberleri
Yerel Tarih Haberleri
Sinema haberleri
Yerel Yönetim haberleri
|
|
|
 |
|
|
|
|