Sokaklarında Yıldırım Gencer'in ve Güven Kıraç'ın "volta attığı günler"in izinin kalmadığı; Emekli Nahiye Müdürü Hakkı Kavasoğlu'nun mezarı varlığından ve Kocagöl'ündeki "Alkanın Değirmeni"nden kimsenin haberinin olmadığı Kuzuluk'ta bir unutulmaya yüz tutan daha vardı; onu biz "ölümsüz kılalım" istedim Kuzuluk'a onlarca kez gittim. Her gittiğimde de farklı keyifler ve tatlar aldım. Doğasından, havasından, insanından ve keyifle gezilen caddelerinden aldığım hazzı zaman-zaman yakın dostlarımla paylaştığım olmuştur. Ancak son yaptığım Kuzuluk Gezisi'nden daha fazla "keyif aldım". Uzun zamandan bu yana aldığım bir daveti Kurban Bayramı'nın üçüncü-dördüncü günü yerine getirdim ve bu iki tatil gününü ailem ile birlikte Kuzuluk'ta geçirdim. Değerli Dostum Erzurum Dadaşı Mehmet Taştan'ın ev sahipliğinde "İhlâs Kuzuluk Kaplıcası"nda geçen iki bayram gününün gündüzlerini Kuzuluk Beldesi sokaklarında ve kültürel değerlerinin gezisinde geçirdim. Beldenin mezarlığını, sokaklarını, mahallelerini ve kaybolmaya yüz tutan "eski kaplıcaları"nı gezdim. Kuzuluk Belediye Başkanı Bilal Soykan ile birlikte yaptığım bu dolu-dolu "yerel tarih" kokan gezide gördüğüm ve karelerle fotoğrafladığım Kuzuluk, bugüne kadar görmediğim güzellikleri ile hafızama ve arşivime unutulmaz bilgileri ile daha derin işlendi. Öğrendim ki; Yıldırım Gencer, memleketi Kuzuluk'a geldiği günlerde evinin yüz metre ötesinde kurulu "Omay Sineması"nda film seyretmeye bayılırmış. Hele seyrettiği film kendi filmi olursa daha da büyük keyif alırmış. Kayınbiraderi İlhan Omay'ın anlattığına göre bu sinemada seyrettiği son filmi 1984 yılında oynadığı "Güneş Doğarken" olmuş. "Güneş Doğarken" bir hayat kadınına âşık olan tövbekâr bir kabadayının öyküsü… Yönetmenliğini Şerif Gören'in yaptığı filmde Kadir İnanır, Hülya Avşar, Halil Ergün, Savaş Başar, Kadir Savun ile birlikte rol almış Yıldırım Gencer. Filmde Davut'un Ağabeyi rolünü oynamış, Yıldırım Gencer. İsterseniz bunu bir kenara bırakıp size "Omay Sineması"nı anlatalım isterseniz. Sinema Kuzuluk 1939 doğumlu İlhan Omay tarafından bugünkü Şose Mahallesi Omay Sokak 7 numaralı otantik binada faaliyete geçirilmiş bir kasaba sineması. Alt katta 60 balkonda 45 kişilik ahşap pembe sandalyeleri ile toplam 105 kişi kapasiteli bir salonu ve binanın dışında ahşap merdiven ile çıkılan makine dairesi mevcut. Sinema salonu bugün "kereste atölyesi" olarak kullanılmasına rağmen duvarlarında "film afişleri"ni ve "aile salonu tabelası"nı koruyan hali ile geçmişinin aynası olarak hala ayakta. Pembe ahşap sandalyeleri balkonun, mavi ahşap sandalyeleri de alt salonun demirbaşı olarak üst kata çıkan ahşap merdiveninin sağında-solunda inatla ve sapasağlam duruyorlar. Sinemada oynayan ilk film açılışının yapıldığı 29 Ekim 1973 gecesi matine ve suarede oynayan "Alphaville". "Alphaville" Amerikan vatandaşı olarak 1917 yılında Los Angeles'te dünyaya gelen Edward Constantinowsky'nin ya da Türkiye'de bilinen ve tanınan adı ile Eddie Constantine'nin başrol oynadığı filmlerden. Bu filmden sonra sinemada ilk oynayan yerli filmin adı 1972 yapımı "...ve Güneşe Kan Sıçradı". Film; çiftçiler arasında geçen bir maceranın öyküsü.Ahmet Ündağ'ın yönetmenliğinde çekilen filde Samim Değer, Melek Görgün, Aytaç Arman ve Hülya Şengül rol almış. Sinemada son oynayan filmde 1985 yılının Eylül ayında oynamış "Nokta ile Virgül Paldır Küldür" filmi. Film 1979 Hürrem Erman yapımı. Abdullah Şahin, Enver Demirkan, Suna Yıldızoğlu, Kayhan Yıldızoğlu ve Yıldırım Gencer filmi. Omay Sineması'nda bilet fiyatlarında istikrar hep korunmuş. "Omay Sineması"nın ilk filmine 2,5 Lira ile girmiş seyirciler. Son filmini de 2,5 Liraya seyretmiş seyirciler. Sinemada basılı bilet hiç kullanılmamış. Kahvehanelerde kullanılan çay fişleri var ya numaralı, hah işte onlardan kullanılmış. Sinemanın tabelası dahi olmamış. Film şirketlerinden gelen mektup ve bayram kutlamalarında zarfın üzerinde "Sayın: İlhan Omay-Omay Sineması Müdürü-Kuzuluk-Akyazı-Sakarya" yazması İlhan Beyi son derece mutlu edermiş. İlhan Omay ablası Feriha Omay'ın biricik eşi ve Türk Sineması'nın hain planlar yapan kötü adam rollerindeki başarısının yanı sıra, iyi ve güçlü adam rollerini de oynayan ismi eniştesi ve yeğenleri Tuncer ve Tunç'un babası Yıldırım Gencer'in filmlerde aldığı rolleri ezbere sayıyor. O tam bir "Yıldırım Gencer hayranı". Onun rollerini bir nefeste ve bir ezber cümlesi ile sıralamanın mutluluğunu hep yaşamış. "O var ya o. Büyük aktördü ve mutlu öldü. Yanlıda ölmedi, kimseye kırgında aramızdan ayrılmadı. O; Malkoçoğlu Krallara Karşı filminde "Kazıklı Voyvoda Vlad", Kilink İstanbul'da ve Kilink Uçan Adama Karşı filmlerinde "Kilink", Maskeli Beşler ve Maskeli Beşlerin Dönüşü filmlerinde "Çelik", Kızıl Maske filminde "Al Kapon Arif", Maskeli Şeytan filminde "pilot", Canlı Hedef filminde "Korsan Kemal", Gazi Kadın filminde Zeynep ve Ahmet'in peşine düşen "Prens İgor", Kara Murat Ölüm Emri filminde "Meyhaneci Barbayanu" kılığındaki Sinan Bey, Maceraya Bayılırım filminde "Selim", Kin filminde "Reşat", Bırakın Yaşayalım filminde "Hamza", Kabadayı (dayı) filminde "Ratasi", Kılıç Aslan filminde "Antoine", Bir Araya Gelemeyiz filminde "Gazinocu Behçet", Cemil filminde mafya şefi "Vehbi Tok", Bodrum Hakimi filminde "jandarma kumandanı Bülent", Ana Ocağı filminde "Kamil Bey", Süpermen Dönüyor filminde metalleri altına çeviren kötü adam "Ekrem", Bedel filminde "Kemal'in şoför ağabeyi Mustafa", Güneş Doğarken filminde "Davut'un ağabeyi Kara Mustafa", Beş Kafadar filminde "kadın düşmanı Hasan Çavuş", Yıldızlar da Kayar filminde "Sarı Davut", Kuzucuklarım filminde "Savcı Yıldırım", Nazlı ile Emir filminde "Nazlı'nın acımasız babası", Tatar Ramazan sürgünde filminde "Kirmastılı", Yorgun Savaşçı adlı eserde "Çerkez Ethem", Küçük Ağa dizisinde "Çerkez Tevfik", Yarın Artık Bugündür dizisinde "Yanıkhan Belediye Reisi", Dokuzuncu Hariciye Koğuşu dizisinde "Binbaşı Sami", Kuruluş dizisinde "Kalanoz", Deniz Gurbetçileri dizisinde "Ateşoğlu Murat Reis" rollerini oynadı. Alçakgönüllülüğü ve kendine özgü gösterişli yürüyüşü ve duruşuyla tanınmak çok hoşuna giderdi. Kuzuluk halkını ve Akyazılı gençleri çok severdi. Gerçek adını sinema dünyasında "soyadı", gerçek soyadını da "adı" olarak kullanmıştı. Kendini "Geç Ovası serkendi" olarak görürdü. Yani "sınır beyi". Abhazya'nın Hiltsis Yönetim Bölgesi yönetiminin başında bulunan "Geçba Ailesi"ndendi. Kendi filmlerini sadece Omay Sineması'nda seyrederdi. Başka yerde seyretmekten hoşlanmadığını söylerdi. En sevdiği filmleri "Yorgun Savaşçı" ve "Kaf Dağı'nı Terk Edenler"di." "Omay Sineması" Kuzuluk'ta otantik binası ve sahibi 70'lik delikanlı İlhan Omay ile "hala ayakta". Kuzuluk'a her ne amaçla giderseniz gidin ama mutlaka Omay Sineması'nı gezin ve sahibi İlhan Omay'ı mutlaka dinleyin. Anlatılanlarda geçmişinizden bir cümle duyacak olursanız sakın şaşırmayın. Bir de dikkat edin "o mutlu ve kalabalık günleri"ne geri dönecek heves ile direnişini sürdürmekte mi?..